Yağmurlu Bir Gün: 4.Bölüm

Gönderen Adsız

Pek alışık değildi böyle şeyler görmeye. Hatta hayatında ilk defa görmüştü.
Bir Puffle cesedi vardı içeride. Gömüleli çok olmamış.
Sphenis puffle’ı bir kumaş parçasıyla çevirdi. Puffle’ların altında adlarının yazdığını birisi söylemişti.
Hiçbir şey yazmıyordu. Zavallı adsız puffle.
Tüysüzdü. Tüyleri kesilmiş olmalıydı çünkü çukurda tüyden eser yoktu.
Eski kan izleri. Ve Puffle’ın yüzündeki çaresiz ifade.
Bunu neden yapmış olabilirdi ki? En başta puffle’ım , inci kolyem ve coinlerim çalındı diyerek gecenin bir vakti kapısını çalmıştı Adeleine.
Puffle’ı da çok büyük ihtimalle o öldürmüştü.
Ama bu yaptığı çok saçmaydı. Yani Sphenis’i dedektif olarak işe aldıysa, bunu göreceğini düşünmemiş miydi?
Ayrıca neden işe almıştı ki? Ne gereği vardı?
Onu küçümsemek için mi?
Artık araması gereken bir puffle yoktu Sphenis’in. Ama o bunu bilmiyor gibi yapacaktı.
Çünkü Adeleine bunu istiyordu.
Çünkü bu olayı ancak böyle çözerdi.
Peki Adeleine neden kendisinden istemişti bu olayı çözmeyi? Tekrar Adeleine’in igloosuna gitti. Kendi ismiyle ilgili birşeyler var mı diye araştırmaya baktı.
Sphenis sinirden titriyordu. Çünkü en sonunda siyah bir klasör bulmuştu. İçi gazeteden haberlerle doluydu. Ve ne kadar Sphenis yazısı varsa hepsi kırmızı kalemle yuvarlak içine alınmıştı. Gazeteden resimler. EPF resmi. Yan profilden.
Ne yani? Amaç neydi? 
Belki de bunu hiçbir zaman anlayamayacaktı. Tüm biyografisi yazan bir kağıt parçası dikkatini çekti. Tam okuyacaktı ki birden seslerin geldiğini duydu. Adeleine büyük ihtimalle dönmüş, kapıyı açmaya çalışıyordu.
Sphenis hızlıca düşünmeye başladı. Ne yapacaktı? Saklanması gerekiyordu, ama nereye? Birden aklına bir fikir geldi.
Ve kapı açıldı.
Adeleine içeri girdi. Sphenis neredeyse nefesini tutmuş bir halde bir koltuğun arkasına saklanmış, onu izliyordu. Adeleine’in onu görmesi imkansızdı ama o Adeleine’in ne yaptığını biraz görebiliyordu.
Bir süre oturduktan sonra elindeki bir paketi masaya bıraktı. Sonra yine dışarı çıktı.
O dışarı çıkınca Sphenis rahat bir nefes aldı. Paketi açtı.
İçinde kahverengi bir peruk ve koyu mavi bir boya vardı.
“Şu tiyatro şeyleri” diye düşündü Sphenis. Ve çitten atlayıp igloosuna gitti.
İgloosunda biraz uyumaya karar verdi. Çok yorulmuştu çünkü. Ama ölü puffle sürekli kabusu oluyordu.
Bir daha uyuyamayacağını anladığında saat gecenin 3’üydü.
Masasına oturdu ve düşündü…
Baya bir süre düşündü.
Adeleine puffle’ı öldürdüyse, o zaman neden kendisinden onu bulmasını istemişti?
Sphenis’in onun öldüğünü bulacağını hiç mi düşünmemişti? Hayır düşünmemişti. Sphenis dün eve gizlice girmişti.
Bir hırsız gibi. Ama hiç suçlu değildi. Adeleine Sphenis’i dedektif olarak işe almıştı, çünkü…
Bulamıyordu Sphenis. Aklına bir fikir geldi. Adeleine’in telaşlı olduğu zamanları düşünecekti.
Çünkü o zamanlarda yalan söylemiş olması muhtemeldi.
Kapıyı açtı. Yine yağmur yağıyordu.
 “Sanırım bunu düşürdünüz.” Sphenis’in elindeki 2 çift kauçuk eldivendi. Adeleine telaşla eldiveni alıp eline geçirdi.
Kauçuk eldiven… İz bırakmaz. Ve yeni moda. Amacı kamufle etmekte bir numara.
Penguen biraz şaşırarak “Pollim’di” dedi. Sphenis düşünceli bir tavırla etrafa bakındı.
Aslında ismi Pollim değildi. İsmini koymamıştı. Çünkü hediye edecekti. Onu aniden söylemiş olmalıydı. Düşünmeden söylenen yalan.
Adeleine biraz şaşırmış gibiydi. “Puffle’ım hastaydı. Tüy döküyordu” diye geveledi.
Puffle’ım? Hediye edeceği puffle’ı mı sahiplendi?
Ya hediye ya da sahibin Adeleine olduğu kısmından biri yalandı.
“Peki. Ben civardaki iglooları da araştıracağım.”
Penguenin yüzünde bir saniyelik dehşet ifadesi belirdi ama sonra toparlandı. “Bu pek iyi bir fikir değil.”
Çünkü komşular bir şey biliyor olmalılar.
Ve işte geliyor. Önce 1 saniyelik bocalama, 3 saniyelik şaşırma. Ve ardından hemen üzgün pozisyonu. “Hırsız ona eziyet de mi etmiş?” Sphenis sert bir tavırla “Uzun süre eziyet görmüş.” Dedi. Hayrete düştü.
Bunu bulacağını hiç düşünmemiş olmalıydı. Ya da düştüğü hayretin asıl anlamını bulacağını…
Bütün ipuçları Sphenis’in kafasında dolanıyordu…
Skylean’in arkasındaki pembe boya… Puffle’ın tüyleri… Ölü beyaz puffle… Üstünde adı yazan siyah klasör… Hakkında toplanan bir sürü bilgi… Üzerinde A-1879 yazan bir kağıt…
Sphenis’in düşüneceği çok şey vardı.
~~Dr Sphenis

8 yorum: