Penguenlerin Rüyası: Sırlı Dünya

Gönderen Adsız


Penguen çok korkuyordu. Hayatında ilk defa böyle şeyler yaşıyordu. Önceden hayatı böyle değildi. Normal bir penguenin yaptıklarını yapıp hayatını sürdürüyordu. Ama belli ki artık öyle olmayacak. İşte bu da diğer penguenlerden farklı olmanın zararıydı heralde. Yoksa yararı mıydı? Bir türlü karar veremiyordu. Sonunda bir yere düşüp öylece uykuya daldı. Gözlerini açtığında yanında bir penguen gördü. O da kendisi gibi konuşabilen özel bir penguendi. Buna çok sevinmişti. Çünkü kendisiyle aynı türde olan birisiyle iyi anlaşabilirdi. İşte bu o gün yaşadığı en güzel şeydi. Ama daha gözlerini tam açamıyordu. Tam olarak kendi değildi. Doğru düzgün konuşamıyordu. Birden tekrar uykuya daldı ve uyandığında kendini karanlık bir yerde buldu. Birden çığlık atmaya başladı. Bu sesi duyan öteki penguen hemen yanına koştu ve bir ışık yaktı. Sonra şöyle dedi:
- Buraları hep böyledir. Karanlıktır. Ama ben bu karanlığa alıştım artık. Korkma sen de zamanla alışırsın.
Bunları duyan penguen:
- Ne? Alışır mıyım? Ben hayatımı burada geçiremem! Hep burada mı kalacağız şimdi?
Ardından öbür penguen:
- Malesef. :( Başka şansımız yok! Buradan kurtulmanın yollarını ben çok aradım. Ama yok! Buradan çıkış yok! Bir düşünsene! Şu anda bir canavarın miğdesindesin!
ardından penguen ağlayarak:
- Hayır.... Amaaa...
Öbür penguen:
- Gerçekleri anlamak zor değil...
Diyerek ışığı penguenin eline vererek oradan uzaklaşırken penguen:
- Sen ışıksız ne yapacaksın?
Diye sordu. Öbür penguen şöyle karşılık verdi:
- Ben başımın çaresine bakarım. Ama sen, çok dikkatli olmalısın!!!
Sonra öbür penguen oradan ayrıldı. Şimdi penguen tek başına kalmıştı. Ne yapacağını bilemez halde öyle kalakalmıştı. Sonra gözyaşlarını tam silecekti ki tekrar ağlamaya başladı. Aklına eski arkadaşlarını görememek burada tek başına kalmak geliyor ve hep ağlıyordu. Bu penguenin ağlama seslerini duyan bir varlık penguene doğru yaklaştı. Sonra şunları söyledi:
- O seninle konuştu mu?
Penguen neden bahsettiğini anlamamış bir halde:
- Neden söz ettiğini anlamadım?
Deyince varlık biraz daha yaklaştı ve:
- Anla işte. Sakalları siyah ve uzun saçları yok. Ve üzerinde yeşil sarı bir kürk var. O seninle konuştu mu?
Penguen:
- Evet, o benimle konuştu. Ne oldu ki?
Varlık tamamen yaklaştı ve penguenin arkasına bakarak:
- Evet. Seni de kandırmış. Ve diskini çalmış.
Penguen:
- Ne diski? Neden söz ediyorsun sen?
Varlık:
- Ben buranın eski kralı Kral Buddy. Ben bir tavşanım. Ama çok zekiyim. Sana şimdi buranın hikayesini anlatacağım...
Yıllar önce ben Dünyada mutlu bir şekilde yaşamımı sürdürüyordum. Konuşamıyordum. Olağanüstü özelliklerim yoktu. Ormanlarda yaşar avlanır veya av olurdum. Ama sonra bir gün insanların arasına geldim. Ormanda bir çitadan kaçarken. Ondan kaçabildiğime çok şaşırdım. Biliyorsun. Onlar dünyanın en hızlı canlıları. Sonra ben insanların sokaklarında gezmeye başladım. Yanlışlıkla insanların araba dediği dört tekerlekli şeylere bindim. Sonra u araba beni bir labaratuvara götürdü. Tabi o zamanlar neyin ne olduğunu bilmiyordum. Sonradan kelimeleri öğrenince öğrendim. Labaratuvarda bir teste sokuldum. Aslında o şirket oyuncak şirketiydi. Ben de tavşan oyuncakları arasına karışmışım. Konuşturma teknolojisini oyuncaklara uygularken bana da uyguladılar. Ama ben canlı olduğum için bu uygulama biraz farklı oldu. Makine parçalanmaya başladı. Daha fazla dayanamadan profesörün beynini alıp benimkine yerleştirdi. O olayın nasıl olduğunu hala bilmiyorum. Sonra bina çökmeye başladı. Ben sapasağlamdım ve artık düşünebiliyordum. İnsanlar beyninin %1ini kullanırken ben %100'ünü kullanıyordum. Bu yüzden hayal ettiğim her şey gerçekleşiyordu. Ben de beynimi paylaşabileceğim bir yengeç, bir penguen bir de tavşan yaratacaktım. Ama yanlışlıkla bir yengeç, bir penguen ve bir canavar yarattım. Beyinlerimizin yalnızca %3'ü bize kaldı. Yani her birimiz artık insan zekasında tek hayvanlardık. Normal insan beynine dönmüştü artık beynim. Hiçbir şey yaratamıyordum artık. Sonra canavar bize saldırmaya başladı. Beni yuttu. Ama yengeç ve penguen kurtuldu. Ama ben o anda bir şeyler düşündüm ve yengece benimle haberleşebileceği bir cihaz verdim. O güzel çalışmalar yapıyordu. Ben de buradan onu izliyordum. Sonra bir gün bu canavarı kendi hapishanesine tıkmayı başardı. Sonra da beni kurtarmak için bu süper zerki varlığı yok etme mücadelelerine başladı. Uzun yıllardır penguenden bir haber alamadık. Sonra bir gün penguen yengecin yanına geldi. Yengeç de onu savaşta kullanmayı düşündü. Onun 3 tane klonunu yapıp kendisini canavarın odasına attı. Ben de o sıralarda burada kendime bor dünya yarattım. Bu dünyada herkese ait bir disk yaptım. Bu diskler kişinin hayatı boyunca yaptığı her şeyi kaydediyordu. Ve buradan çıkış yolunu çözdüm zamanla. Buranın çıkış yolu şöyleydi. 50 tane disk toplayıp canavarın beyninden çıkış yapılabiliyordu. Ben bunu denedim. Ben tam buradan çıkış yapıyordum ki penguen geldiği için bütün diskler sahiplerine dağatıldı. Bir de şunu çözdüm. Buraya yeni biri geldiğinde bütün diskler sahibini buluyordu...

Devam Edecek...

0 yorum: