Yağmurlu Bir Gün :1. Bölüm

Gönderen Adsız

Yağmurlu bir gündü. Gökyüzü delinmiş gibiydi. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Sphenis ofisinden pencereye bakıyordu. Yine yapacak bir iş yoktu. Arkadaşları da nedense artık pek konuşmuyorlardı onunla.
Hafif karanlıktı hava. Ve bu Pizza Parlor'un önündeki o meşhur lambayı, pizza parlor'u ve ağaçları görmesine engel olmuyordu. Bir penguen etrafa su sıçratarak koşuyordu. Neden koşuyor ki, diye düşündü Sphenis.
 Yağmurdan mı? Yürüyerek gitse de aynı miktarda yağmur düşecekti üstüne.
Penguenin igloosuna(aynı zamanda ofisi) doğru yürüdüğünü görünce şaşırdı. Belki de postacıdır, diye düşündü Sphenis. Bunu düşünürken kapı yavaşça çalındı.
Sphenis yavaşça yerinden kalkıp kapıyı açtı. İçeriye soğuktan tir tir titreyen pembe bir penguen girdi.
Sphenis penguene baktı. Üstünde bir hoodie vardı. Saçı sarıydı ve açık bırakmıştı. Ama ne yazık ki yağmurdan dolayı kafasına yapışmıştı. Penguen hala titriyordu. Sphenis haline acıdı. Buyrun? Pembe penguen cevap vermedi. Şömineye doğru usulca yürüyordu. En sonunda şöminenin önüne geldiğinde konuşmaya başladı.
Bana yardım etmeniz gerekiyor! Sphenis şaşırdı. Genellikle yardım isteyenler elektrik devresi bozulan komşuları olurdu. Ama hiçbir zaman uzaklardan yürüyerek gelen bir penguen ondan yardım istememişti. Hafifçe komşularına bir göz attı. Hepsinin ışığı yanıyordu.
Size nasıl yardım edebilirim? diye sordu Sphenis. Penguen bir süre suskun kaldıktan sonra hafifçe konuşmaya başladı.
Bugün arkadaşlarımla Pizza Parlor'daydım. Eve gelince bir baktım ki pembe puffle'ım, inci kolyem ve param çalınmış. Sizden bunu yapanı bulmanızı istiyorum.
Sphenis hafifçe güldü. "Sanırım iglooları karıştırdınız. Ben bir gazeteciyim ve aynı zamanda bir bilim insanıyım. Dedektif için baya yanlış gelmişsiniz. Çünkü koskoca Club Penguin'de yalnızca 2 tane var ve buradan bayağı uzaklar."
Penguen kararlı bir sesle "Ben doğru geldim. Siz Sphenis değil misiniz?" dedi. Sphenis şaşırmıştı. Dedektiflik mi? Yalnızca romanlarda gördüğü bir şeydi. Yine de bazen arkadaşları onları kayıp eşyalarını bulmaları için çağırırdı. Bu yönünün güçlü olduğunu söylerlerdi. "Evet?" diye cevapladı.
Penguen "Tamam o zaman doğru geldim." dedi. Sphenis düşündü. Neden olmasın? Zaten gazete işi de baya sıkıcıydı ve ondan arta kalan zamanlarda yaptığı pek birşey yoktu. Sıkıcı klasikler, bilim tezleri... Bunları okurdu işte.
"Tamam işi kabul ediyorum!" dedi Sphenis. Nedense mutlu olmuştu. Yeni bir iş, yapacağı bir şeyler... Ve biraz macera! Pembe penguen ifadesizdi. Yüzünden ne hissettiği okunmuyordu bile.
"Eğer coinlerimi ve puffle'ımı bulursanız, size yaklaşık 4000 coin veririm." İyiydi. Sphenis'in de pek parası yoktu zaten. "Anlaştık. Siz bana bu olayın tamamını anlatın. Ayakta kaldınız özür dilerim. Şu koltuğa oturun isterseniz- ayrıca size sıcak çikolata da yapayım, biraz ısınırsınız." Pembe penguen hafifçe güldü. "Ah çok naziksiniz. Ben size önce kendimi tanıştırmadım. İsmim Adeleine. Tiyatrocuyum"
Sphenis düşünceli bir tavırla "Tamam bayan Adeleine, olay ne zaman gerçekleşti?" diye sordu.
Adeleine kesin bir tavırla "İgloom'dan çıktığımda 13'e 10 dakika vardı. Eve saat 6'yı çeyrek geçe döndüm."
Sphenis sordu. "Peki komşularınız bir şey görmüş mü?"
Biraz düşündükten sonra"Hiçbiri evde yokmuş. 2-3 komşum Skylean'in partisindeydi sanırım. 1 tanesi de zaten benimleydi."
"Eşyaların ve puffle'ın çalındığını ne zaman fark ettiniz?"
"Yaklaşık 7'ydi. Puffle zaten hep dışarıda gezerdi. Onu merak etmedim. Ama yemek için çağırınca da gelmediğinde şüphelendim."
“Anlıyorum.”
“Yarın ipuçlarını incelemek için gelirsiniz sanıyorum?” dedi Adeleine. Sphenis onaylamak için başını salladı.
“Tamam öyleyse yarın görüşürüz.” dedi Adeleine ve aceleyle yerinden doğruldu. Ama ayağa kalktığı gibi yerdeki kalın kitaplardan birine takılarak yere yapıştı. Sphenis utanarak hemen yardım etmeye girişti.
“Çok özür dilerim. Herhangi bir yaranız var mı? Kırıldı mı? Çatladı mı?” Penguen ısrarla birşeyinin olmadığını söylese de Sphenis yine de bir türlü durmuyordu.
Sonunda penguen Sphenis’in abartılı özürlerinden ve yardım tekliflerinden sıyrılmayı başardı ve ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi.
Kapıyı açtı. Yağmur biraz sakinleşmiş olsa da hala devam ediyordu.
“Sanırım bunu düşürdünüz.” Sphenis’in elindeki 2 çift kauçuk eldivendi. Adeleine telaşla eldiveni alıp eline geçirdi.
Tam dışarı çıkıyordu ki Sphenis onu yine durdurdu. “Bence buna ihtiyacınız olacak!” diyerek bir şemsiye uzattı. Penguen teşekkür ederek dışarı çıktı.
Sphenis kapıyı kapatıp koltuğa oturdu. Artık sıkılmıyordu ve yapacak bir şeyler bulduğu için mutlu olmuştu. Yarını sabırsızlıkla bekliyordu.

2 yorum:

  1. çok harika bir hikayeydi. okuduğuma çok memnun oldum.

    YanıtlaSil