Karmakarışık-7 (O kadar karışık ki...)

Gönderen Adsız


Petey K beni dışarı attı. Ben de koşmaya başladım. Dance Club… Oradaki penguenlere sordum… Yok! İgloosuna gittim… İçeride kimse yoktu… Stompin Bob da igloosunda yoktu. Büyük ihtimalle Pizza Parlor’dalardı.
Petey K’nın yanına döndüğümde nefes nefeseydim. Bana soru soran gözlerle baktığında yalnızca başımı iki yana sallayabildim. “Bulamadım.”
“Çok kötü olmuş dostum. Yarın arayacağına söz ver.”
“Arayacağım.” Dedim ona kısık bir sesle.

Üzgün bir şekilde iglooma gittim. Çok sıkılmıştım. Biraz müzik dinlemek en iyisiydi sanırım. Gözlerimi kapatıp koltuğa yaslanmıştım. Neden? Cadence beni neden aldattı? Düşünüyordum. Ve bir sebep bulamıyordum. Keşke herşey eskisi gibi olsaydı. Olamayacağını biliyordum ama yine de küçücük bir istekti bu…
Ertesi gün Happy77’nin balosunun olacağı haberini aldık. Tüm ünlü penguenler davetliydi. Benim de gitmem en iyisi olacaktı. 
İgloo çok güzel süslenmişti. İçeri girdiğimde bizimkilerden Stompin Bob Cadence ileydi, G Billy de Fluffy ile. Cadence öyle güzel olmuştu ki… L Ben ve Petey K’nın eşi yoktu. Bu yüzden hayranlarımız sürekli yanımızda duruyorlardı. Bu arada Cadence’in fırsat buldukça bana üzgün gözlerle baktığını da fark ettim. Bir hayranıma en sevdiğim rengin sarı olduğunu söyledikten sonra Petey K bana “Cadence ile konuşmalısın.” Diye fısıldadı. Tam kalabalığı yarıp yanına gidiyordum ki Stompin Bob Cadence’i çekip onunla dans etmeye başladı. Anlaşılan küçük bir hile yapmalıydım.
Hayranlarımın olduğu masaya yaklaşıp bana aşık olan kızlardan birine “Benimle dans etme inceliğinde bulunur musunuz?” diye sordum. Kız neredeyse heyecandan bayılacaktı. Zar zor ayağa kalktı ve dans etmeye başladık. Bu arada Stompin Bob’a gittikçe yaklaşıyordum. O da aynı şekilde yaklaşmaya başladı. Anlaşılan bana hava atacaktı.
Ve birden, ani bir şekilde ve neredeyse bağırarak “Eşleri değiştirelim mi Stompin Bob?” dedim. Stompin Bob’un yüzü hilem yüzünden sinirle kızardı ama herkes duyduğu için izin vermekten başka şansı kalmadı.
Cadence ile dans etmeye başladık. Ayrıca yanıma gelirken rahatladığını gösteren bir şekilde iç çektiğine yemin edebilirim.
Müzik hızlı değildi. Bu gayet iyiydi. Hızlı dansları pek beceremem de. Stompin Bob bizi gözetliyordu. Bu ortamda, herkesin gözü üstümüzdeyken konuşamazdık. Ayrıca Bob söylediğimiz herşeyi kelimesi kelimesine kadar takip ederdi.
Gözüm balkona takıldı. Cadence’i balkona çekip ona yalnızca şunu sordum. “Neden?”
Cadence başını eğdi. “Ben yapmadım.”
“İgloo’nu gözetledik. Stompin Bob elini elinin üstüne koydu ve sen güldün!”
Cadence üzgün gözlerle baktı. “Yemin ederim Franky, seni aldatmadım. Daha fazla anlatmak isterdim, tüm olayı ama çok tehlikeli ve…”
“Tehlikeli olan ne!” Korkarım ki Stompin Bob gelmişti ve Cadence’in kolunu öyle çekmişti ki kız acıyla bağırdı.
Bob bana aşırı kızgın bir bakış attı. Başımı eğdim ve iglooma gittim.
Neler oluyordu böyle? Hiç anlayamıyordum. Tehlikeli olan kimdi? Stompin Bob mu? Ha-ha. O aptal korkağın tekidir. Hiçbir şey yapamaz.
Bu arada sürekli Cadence’in birşeyler söylediğini hissediyordum. Çok büyük ihtimalle kafayı yemiştim. Karanlıkta “Franky!” diye sesleniyordu. “Ben bir şey yapmadım… İnan bana!”
Aldatmadıysan… Neden benimle hiç konuşmuyorsun? Neden Stompin Bob’lasın? Aldattın işte!
Bir süre sonra ışığı açmayı unuttuğumu fark ettim. Açtıktan hemen sonra kapı çaldı. Petey K gelmişti ve Cadence ile neler konuştuğumuzu sordu. Özelse söylemeyebileceğimi söyledi. Ayrıca parlak zekam için tebrik etti.
“Cadence beni aldatmadığına yemin etti.” Dedim.
Petey K tuhaf bir tavırla baktı. “Sen gittikten sonra Stompin Bob Cadence’i bir daha dansa kaldırmadı. 10 dakika sonra da oradan ayrıldılar zaten.”
Ofladım. “Bence böyle saçma şeyler için casusluk yapmamalısın… Yani daha büyük şeyler için. Stompin Bob ile kanka ol mesela. Ve olayın bilgilerini öğren…”
“Ama yalan söyleme olasılığı çok büyük, Franky!” dedi Petey K üzüntüyle başını sallayarak. “Söylediğim gibi. Sen Cadence ile konuşmaya çalış. Bütün cevapların onda saklı olduğuna inanıyorum çocuk.”
Konuşmak biraz zor olacaktı. Stompin Bob’un onu sürekli denetlediğini düşünürsek…
Ertesi gün yine band çalışması vardı. Şu lanet org… Gitarı özlüyorum.
Konserden sonra Petey K hepimizi evine çağırdı. Stompin Bob da geldi. Petey K hepimize çay ikram etti. Kimse birbirinin yüzüne bakmıyor, hatta Petey K konu açmadıkça kimse konuşmuyordu bile. Gitmeden önce Petey K ile ikimiz durumum hakkında konuştuk. İglooma doğru giderken G Billy’nin de igloosundan çıktığını gördüm. Başımı eğip iglooma girdim ama gözlerini hiçbir zaman unutamayacağım sanırım. Çünkü %70 hüzün, %20 endişe ve %10 kıskançlık vardı o gözlerde…
İglooma gittim. Cadence’e bestelediğim şarkı bitmişti. Gayet çok güzel olmuştu. Ama baterinin de eşlik etmesi şarkıya ayrı bir hava katardı. Ve ne yazık ki bateri bana eşlik etmeyecekti.  Peki ona ne zaman çalacağım? Belki de hiçbir zaman.
Neyse, kafamı gitara takmamalıydım. Konserde şu lanet orgu çalmam gerekecekti… Ve konser de 3 gün sonraydı…

2 yorum: